Hastalıklar, Tedavileri - Bozkır Dedikleri - Mithat Arı

Yörenin hastalıkları ikiye ayrılır:

     1-doktor hastalığı

     2-hoca hastalığı(kiyat ağrısı)

     Yol bel olmadığı için doktor hastası bir hastayı eşek, katır sırtında dpktora götürme olanağı yoktu. Diyelim doktora götürüldü; muayene, ilaç parası yoktu. Bu nedenle, doktora gidip ilaç alabilmiş birinin hapından, göz, kulak damlasından istenir. O da olmazsa çeşitli kocakarı ilaçlarına başvurulurdu.

     Kiyat ağrısı (hoca hastalıkları): Genellikle psikolojik hastalıklar olup bunların doktorlarca iyileştirilemeyeciğine, ancak hocalara okutmak, muska yazdırmak, ocaklara gitmek, "yiynilik" dökmek, türbelere çapıt bağlamak vb. şeklinde tedavi edileceğine inanılırdı.

     Belli başlı hastalıklarla ilgili yapılan bazı işlemler:

     Sıtma hastalığı: Bulunabilirse kinin içirilir. Yoksa bileğine beyaz bir iplik bağlatılarak hocaya okuturulur. Buna sıtma bağlamak denir. Değişik hastalıklar için yiynilik dökülür. Yedi kapıdan birer dikiş iğnesi veya bıçak toplanır. Bıçak veya iğnelere birer ocak adı yazılır veya hoca adı yazılır. Bir tastaki suyun içine konur. Gece yıldızı görsün diye dama konur. Ertesi gün sabaha kadar beklenir. İğne veya bıçaklardan en fazla hangisi paslanmış ise onda bağlı olan ocak ya da hocaya götürülür veya hocasından kağıt yazdırılıp muska yaptırılarak hastaya takılır.


     Siğil: 

Çocukların ellerinde çıkan siğiller, deve işerken sidiği ile yıkanır veya çeşitli işlemler yapılır. Belli ağaçların dalları yarım kırılarak bırakılır kırılan dal kurudukça siğilde kuruduğuna inanılırdı.

     Sarılık: 

Tedavisi için sarılık ocağında üst dudağın içi hafif kesilerek kanatılır. Buna sarılık kıydırma denir. Bazende burunun üstü hafif çizilip kanatılır ve böylece iyi olacağına inanılırdı.

     İlancık (sızılı hastalık): 

İlancık ocağında, ilancık kıydırılarak tedavi ettirilirdi.

     Kulunç, kengi vb (kas hastalıkları):

 Gümüş iğneler batırılarak kekik yağı ile ovularak tedavi edilirdi.

     Göze boz düşmesi, göz hastalığı: 

Oğlakların, kuzuların gözlerinde görme bozuklukları olunca deniz suyu içmiş bir kişi göze tukürürse bu hastalığın geçeceğine inalırdı.

     Temreyi (deri hastalığı): 

Bu hastalığada deniz görenlere tükürtülürdü.

     Nazar: 

Gök gözlü kimi insanların dil (nazar) değmesine inanılır. Nazar değdiği sanılan kimseler, nazar olan çocuğa istek üzerine tükürürler. Nazar değenin bastığı yerden alınan toz çocuğun üstüne serpilir. Eşiğinden koparılan bir ağaç veya üstündeki yamalıklardan koparılan bir çapıt parçası yakılarak nazar değen çocuğa tütsü verilir.

     Aydaş: 

Gıdasızlıktan gelişemeyip hasta olan çocuklara aydaş oldu denir. İnanışa göre, aydaşlığın kırkı çıkmamış bir çocuğun, gine kırkı çıkmamış bir çocukla bir araya gelmesinden olduğu sanılır. Ocaklara götürülmesinden, köyün etrafından dolaştırılmasından, köprünün altından getirilen su ile, canlı kaplumbağa üzerinde çimdirilmesine vb. kadar bir sürü işlem yapılırdı. Çocuğun iyi beslenebilmesi için hiçbir şey yapılamazdı.

     Yörede bazı hastalıklara verilen adlar:

      Tifo: Sökel; apandist: tatarca ; verem: ince hastalık; prostat: sidik zoru; üşütmek: soğuklatmak, soğuk alğınlığı; bronşit: göğ öküsürük; romatizma: sızı; dır.

       Sızının tedavisi için neşter vurdurularak veya sülük yapıştırılarak kan aldırılır. Harmanda buğday, arpa, malamasına gömülür. Sinir krizi geçirenlerine, büyü yapılmış denir. Ocaklardan keramet aranır.

     Arı, böcek sokması: Bir şey yapılmaz. Şişer, kendi kendine geçer. Kuyruğölü (akrep) soktuğunda, sokan akrep öldürülebilmişse ezilerek soktuğu yere sarılır. Aksi halde yoğurda, ayrana, tuzlu suya batırılarak acısı dindirilmeye çalışılır. Böye (sarıyiğit) denilen zehirli bir örümcek sokarsa, iki üç yaşında bir tosun derisine çekilmezse insanın öleceği söylenir. Bu sarıyiğitlerin yılanların başı üstüne oturarak zehirleriyle yılanları öldürdükleri söylenir.

     Ezikler: 

Dövülmüş kuru üzüm, yaralara çam ziftti yapıştırılır. Baş ağrısına çiğ patates dilimleri sarılır. Karın ağrısına bise sürülür. Yaralar, bit, pire için bise, katran, zift temel ilaçlardır. Semerin, yük hayvanlarının sırtında açtığı yağır’a (yara) göktaş serpilirdi.

     Potin vurması: 

Ökçelerde oluşan yaralara sinekler kurt atardı, ona da göktaş atarlardı.

     Kabakulak: 

Olanların kulaklarına sıçan (fare) boku dökülür.

Gözü çabaktan yapış yapış (trahom olabilir) olanlara: 

Kuş kanadı ile su sürülür.

     Yanıklar: 

Seyelek (keten) tohumları dövülere, içine sabun, yanık yumurta karıştırılarak yapılan bir çeşit macun sürülürdü.

     Eşeklerin ağzında çıkan "an"için: Eşeğin damağında oluşan bu et kabarmalarına şu işlemler yapılırdı: Hayvan bir şey yiyemediği için zayıflardı. Hayvan ağzı iyice açılarak düzgün ve kalınca bir sopa gem takar gibi sağlamca bağlanır. Açık kalan ağızda ki an, ucu eğri an bıçağı ile kesilir;  et parçaları bıçakla iyice kazınır. Sonra tuz ile kanama duruncaya kadar ovulur. Üç beş gün sonra yara düzelmeye başlıyınca hayvan yemeğe başlar.  

Hastalıklar, Tedavileri - Bozkır Dedikleri - Mithat Arı Hastalıklar, Tedavileri - Bozkır Dedikleri - Mithat Arı Reviewed by Bozkır Dernekleri on Haziran 17, 2021 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.