Bozkır köylerinde metre, litre, kilo gibi ölçüler kullanılmazdı. Ölçülecek uzunluğa, matahın cinsine göre değişik ölçüler vardı. Uzunluğu anlatmak için; parmak, selekarış (işaret parmağı ile baş parmağı arası), karış, ayak, kulaç, adım kavramları kullanılırdı. Uzaklığı anlatmak için saat, gün örneğin 120 km Konya’ya (iki gün gidiş, iki gün geliş, bir gün alışveriş olmak üzere) beş günlük yol diye söylenirdi.
Derinlik, yükseklik için:
Adam boyu, başbağı boyu, urgan boyu, kavak, minare boyu, (Örneğin, güneş iki adam boyu veya bir urgan boyu çıkmıştı.) denir.
Saman için:
Geri (geri çulu çekilmiş bir kağnı dolusu) harar, gedil (büyük çuvallar) yük, torba, sele, sepet, kalbur.
Tarla için:
Çitlik (bir çift öküzle bir günde sürülebilecek aşşağı yukarı 650 m ² lik bir yer), evlek (çift sürerken öküzleri dinlendirmek için mola verilinceye kadar sürülen yer) sözcükleri kullanılır. Çift sürerken tohumlar; kuşlar, karıncalar toplamasın diye evlek evlek saçılır.
Pekmez bise için:
Pekmez okkası, bise okkası (saplı, ağaçtan oyulmuş, bazen dibinde ki açılıp kapanabilen delikli kap), batman (yedi okka), pekmez ve bise tabaklanmış tuluk (tulum) larda taşınırdı. Ayran dahil yaylalarda köylere tuluk’la taşınırdı. Ayran tarlaya oğlak derisinin eylenmesi (tabaklanması) ile yapılmış "yannık" denen küçük tulumlarla götürülürdü.
Taneliler için:
Havayı (temel ölçü olup buğdayda 15-16 kg., arpada 13-14 kg., kuru üzümde 20-21 kg., gelen büyük boy özellikle gaz tenekesinden ölçü birimi); yarım havayı (bazı köylerde "şinik" derler); kile (havayının dörtte biri) bazı köylerde gran denir. Timin ya da urup (havayının sekizde biri); koçam avuç, kocaavuç (iki avucun yan yana getirilmesiyle oluşan büyük avuç); avuç yada tek avuç, boğu, duğu, çıkı (Boğulanmış, düğümlenmiş, çıkılanmış olan).
Çocukların oyuncaklarını kendileri yaptıkları gibi burada kullanılan tüm ölçüler köylülerce yapılır kullanılır.
İlğinç olduğu için ağaçtan yapılmış kollu bir terazi ile okkasız kilosuz nasıl tartı yapıldığını anlatmak istiyorum.
Tek parça ağaçtan içi oyularak eşit ağırlığa getirilmiş iki kefe, üçer iple dengeli olarak terazi kolunun uçlarına bağlanır. Terazi kolunun ortası dengeye getirilerek bulunur ve o kısmının altına bir kertik (çentik) kertilir. Halka haline getirilmiş bir ip bu kertikte tutularak terazi kaldırıldımı her iki kefede dengede durur. Terazinin bir tarafına bir okka konulur. Ortada ki halkalı ip, okkalı kefeye doğru çekilip denge sağlanınca oraya bir kertik daha, okka tarafına iki, üç, beş okka konularak dengeye geldikçe kertik işaretlenmesi tamamlanır. Artık terazimize okka, kilo kullanılmadan tartımızı gerçekleştirebiliriz. Üç kilo isteyene, terazi kolundaki halka ipi üç kilo kertiğine getirilerek tartarız. Bu kertik yerleri yukarıdan aşşağı delinerek uçları düğümlü iplerde takılabilir. İstenen ölçünün ipinden tutularak tartı sağlanır.
Hiç yorum yok: